Yazar/lar: Tolga Çakmak ve Nevzat Özel
Kaynak: Tehlikedeki Türk Dilleri IV: Disiplinlerarası Çalışmalar
Sayfa: 745-753
Yayınyeri, Yayınevi: Ankara: International Turkic Academy
ISBN: 978-9944-237-50-5
Giriş
Bilgi, tarih boyunca toplumların gelişmelerinde ve varlıklarını sürdürmelerinde en önemli unsurlardan biri olmakla birlikte toplumsal gelişmelerin birikimli bir şekilde gerçekleşmesinde etkili olan bir kavramdır. İlk çağlarda toplumların sözlü iletişim aracılığıyla kullandıkları bir unsur olan bilgi, yazının bulunması ile birlikte sözlü olarak gerçekleştirilen iletişimin kayıt altına alınmasını gerektirmiştir. Bu süreçte toplumların bilgi üretimlerinde mağara duvarları, ağaç kabukları, parşömen ve kâğıt gibi araçlardan faydalanarak kayıt altına alma gereksinimlerini karşıladıkları bilinmektedir. Ayrıca, söz konusu araçların yeni buluşlar ve gelişen teknoloji olanakları çerçevesinde de yenilendiğini söylemek mümkündür. En basit anlamıyla bilginin depolandığı ortamlar olarak nitelendirilen bilgi kaynakları da yaşanan gelişmeler sonucunda hızlı bir artış göstermiştir. Bu gelişmeler bilgi kaynaklarının bulunduğu formatların ve ortamların çeşitlenmesinin yanı sıra taşınan bilgi miktarının da artmasında etkili olmuştur. Bu noktada bilgi kaynakları toplumların ilerlemelerine yönelik bilgileri depolarken diğer yandan da toplumların kültürel açıdan birikimlerini de kayıt altına almalarını ve bu birikimi gelecek kuşaklara aktarmalarını sağlayan araçlar olmuştur.
Kültürel boyuttan düşünüldüğünde bilgi kaynaklarının toplumların kültürel mirasını taşıyan kaynaklar olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yanı sıra bilgi kaynaklarını somut olmayan kültürel miras ürünlerinin kayıt altına alınmasında da önemli bir araç olduğunu söylemek mümkündür. Gelişen teknoloji ve bilginin dijital ortamda üretilmesi kültürel miras ürünlerinin de dijital ortama taşınarak varlıklarını sürdürmelerini ve gelecek kuşaklara da dijital ortam aracılığıyla aktarılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda en genel anlamıyla analog ortamdaki bilgilerin dijital ortama taşınması olarak ifade edilen dijitalleştirme uygulamaları da hem somut hem de somut olmayan kültürel miras ürünleri için fırsatlar ortaya çıkarmaktadır (digitisation.eu, 2013). Özellikle dijital ortamın getirmiş olduğu yeni formatlar sayesinde ses ve görüntü gibi somut olmayan kültürel miras ürünlerinin kayıt altına alınması kolaylaşmakta; bu ürünlerin paylaşılması ve görünürlüğünün artırılmasına yönelik girişimler ortaya çıkmaktadır. Kültürel miras ürünlerini toplama, düzenleme ve düzenleme işlemlerinin ardından toplumun hizmetine sunma işlevlerini yürüten kütüphaneler, müzeler ve arşivler de dijitalleştirme uygulamalarına yatırımlar yaparak ve projeler geliştirerek kültürel mirasın korunmasına ve en güncel teknolojilerden yararlanarak kültürel miras ürünlerini topluma sunma yönünde girişimlerde bulunmaktadırlar. Bu girişimler kapsamında dijital kütüphaneler oluşturulmakta, Avrupa Dijital Kütüphanesi, Europeana gibi platformlarla kayıt paylaşımına yönelik projeler geliştirilmektedir. Bu projelerle birlikte dijital ortamda ses ve görüntü olarak kayıt altına alınan somut olmayan kültürel miras ürünlerinin de görünürlüğü diğer bilgi kaynaklarında olduğu gibi tanımlama standartları doğrultusunda önemli ölçüde artmaktadır.
Bu çalışmada kültürel miras ürünlerinin kayıt altına alınarak gelecek kuşaklara aktarılması için kullanılan yöntemlerden biri olan dijitalleştirme uygulamalarının somut olmayan kültürel miras ürünleri açısından değerlendirilmesi ve bu ürünlerin tanımlanarak erişilebilirliğine yönelik süreçler ele alınmaktadır.
Atıf
Çakmak, T. (2016). Somut olmayan kültürel mirasın dijitalleştirilmesi ve erişilebilirliğinin sağlanması. Süer Eker ve Ülkü Çelik Şavk (Editör). Tehlikedeki Türk Dilleri IV: Disiplinlerarası Çalışmalar içinde (s.745-753). Ankara: International Turkic Academy